4 Aralık 2015 Cuma



PROFESYONEL HAYALCİ

Değerli dostlarım
Bu yazımda çok farklı bir yazın kardeşimi tanıtacağım sizlere… İsterseniz onun asıl kimliği adına, kitabının arka kapağındaki şu bilgilerle yola çıkalım.“ÖZÜNDE İNSAN / ASLEN DOKTOR / KISMEN YAZAR / AMA RESMEN HAYALCİ…” Böyle bir takdimden sonra tanıtıma ilave edeceğim başka bir bilgiye gerek kalmıyor. Üstelik böyle bir deyimin ardından, sanıyorum hepiniz bu gizemli kişiyi merak etmişsinizdir muhakkak! Ama sizleri fazla yormayıp bu sevgili dostumu hemen tanıtacağım. Dr. BİLGİN SİLAN
Dr. Bilgin Egeli bir kardeşimiz. Ama görevi gereğini epeyce yer gezmiş. Gezdikleri yerlerde bir yandan sağaltım dağıtırken bir yandan da Anadolu’nun o kendine has, yeri gelince seven, yeri gelince yeren, acıyan, düşündüren ve daha çok da, ders veren felsefesini öğrenmiş. Belki bunun etkisidir her şeyin güzelini, doğrusunu, yakışanını yapmaya çalışır. Bu tür insanlar, gündelik yaşamımızda ender görünen, nesli tükenmek üzere olan canlılardandır desek de, ara ara onun gibi karşılaştıklarımız da oluyor… Bu türlerin özellikleri önce yaşamın hayalini kuracak sonra da uygulayacaklar... Ha, yaşam adına kuşatılmışlığı bu felsefesine uyacak mı, uymayacak mı, onu bilemeyiz… Ama ben yakıştırıyorum; inanın kendi felsefesine ve yaptığı edebiyat türüne çok yakışıyor profesyonel hayalleri… Bir kere basit bir dili var Bilgin’in; hastasıyla onun şikayet öyküsünü dinler gibi hiç değiştirmeden, eza, acı çektirmeden ağızdan döküldüğü biçimiyle okuyanına yazıyor. Bu hasleti onun yaptığı diyalogların, tavsiyelerin daha iyi anlaşılmasına, anlamlarının beyinde daha iyi analiz yapılmasını sağlıyor. Zaten istenen de bu değil midir anlatıda? İnsanı ve onu çeviren nesneyi kendine yakışır, anlaşılır biçimde hikâye edebilmek.
“Profesyonel Hayalci” adındaki kitabı 104 denemden oluşmuş Bilgin Sılan’ın. Hepimizin bildiği gibi deneme edebi yazım adına iddiası olmayan, ama konuları kendi sınırları içinde bir hedefe doğru ivmelemeye çalışan, günümüzde de oldukça rağbet gören bir yazın biçimidir. Paragrafın başında “iddiası olmayan” deyimini kullandım. Bu doğru! Doğru olduğu kadar da, Doktor Bilginin hayal dünyasını tanımlayan bir tarif… Herhangi bir edebiyat, sanat ve bilim konusunda, kişisel görüşlerden yola çıkarak etkili bir anlatım biçiminde sunulan denemelerin, yazı türü olarak gerek biçim, gerekse öz bakımından anı, söyleşi, eleştiri, fıkra ve makale türlerine benzediği söylense de, kesin sonuca erişme, bir savı benimsetmeye çalışma, kesin bir değerlendirmeye gitme gibi zorunlu bir amacı yoktur. Onun için iddiası olmayan yazı türü diye söylenir. Beki de Bilgin doktor hayallerin pozitif bilim iddiası olmadığını, düşünüldüğü kadar yaşanılan bir olgu varsayımıyla deneme türünü seçmiştir. Nasıl, neden seçerse seçsin, dediği gibi gerçekten Profesyonel bir hayalci olan bu dostumun çok güzel deneme yazıları vardır “Profesyonel Hayalci.” Kitabında. Bunu iddia ediyorum. Bakın:
Sabahın dördünde acı acı çalan telefonunla uyandım. Bir kadın sesi, ağlamaklı ve alkol aldığı belli! Kendime geldiğimde olayın vahametini anlayarak, yoğun bir endişeye kapıldım. Kısa bir süre onu dinledikten sonra telefonda ben, ben olmaktan çıkmış, onun bana anlatmaya çalıştığı, sıkıntı kaynağı olan adam oluvermiştim. O andan itibaren telefon konuşması ve o tanımadığım adam arasında devam etti. Ben kısa bir süreliğine o adamanın benliğine büründüm. O tanımadığım sevgiliyle konuşurken benim orada verdiğim profesyonelce savaştan habersizdi. En son söylediğim iki kelimeden sonra mutlu bir ses tonu ile veda ederek telefonu kapattı.  O gece bir kutu uyku ilacı içmek üzereyken bana telefon ettiğini öğrendim, karşılıklı yemek yerken… Son söylediğim iki kelime onun hayatını kurtarmıştı. Birlikte katıla katıla gülerken, insanın ve insanlığın gücünü, insan olmanın güzelliğini kanıtlamıştık.
Son iki kelime neydi biliyor musunuz?  “Uyu artık!”
Belki bilinmiyordur ama ben iyi biliyorum. Doktor olmanın sanatta önemli bir yeri var. Çok geniş bilgi birikimleri var, meslek bilgileriyle birlikte… Eğer bunu yazma diline kavuştururlarsa, kurgunun en varsıllıklısını yapabiliyorlar. Bu durum edebiyatta artı bir kazanımdır, sermayedir… İnsanı anatomisiyle, psikolojisiyle sosyolojisiyle tanımak demek onu iyi bilmek demektir. Edebiyatta konu insansa, onun iç ve dış dünyası, dolaysıyla onun estetiğiyse bu meslek edebiyata daha yakın demektir… İşte bir ruh analizi:
Aslında mutluluğumuz, başkalarına yaşattığınız mutluluktur. Hisleriniz, hissettiğinizdir. Hislerinizi hissettirmekten çekinmeyin. Ama hiçbir zaman asıl gücün kendinizde olduğunu unutmayın. Başkalarının hayatlarını bir film şeridi gibi seyretmeyin. Zaman zaman hayatınıza biraz yukarıdan bakın. Filmin en basit karelerinden başlayarak, keyif almaya çalışın… ne gibi mi? Sahip olduğunuz gülüş, sıcak bir aile, keyifle içtiğiniz bir çay, sıhhatle yürümek size keyif vermeli meselaSahip olduklarınızdan hem gurur duymalı, hem de keyif almalısınız!
Bu bilgiler benim sizlere sadece aktarabildiklerim den sadece bir kırıntı. Ama ”Kimi zaman kendinizi bulacaksınız yazılarda, kimi zaman yanı başınızdakini…/  Kimi zaman yüzünüzü güldürecek, kimi zaman gözlerinizi nemlendirecek…/ Düş gücünün ne olduğunu göreceksiniz, gerçek hayalcinin ne demek olduğunu öğreneceksiniz…/ Kimi zaman bir ağaca olan bağlılığı, kimi zaman hayvan sevgisinin farklı bir boyutunu içinizde hissedeceksiniz…/ Işık ve sevgiyle kalın… “ tavsiyesi ile biten kitabın içinde yaşamınızla ilgili daha nelerin olduğunu, hangi tavsiyelerin soluklandığını ancak kitabı okumakla öğrenebilirsiniz. Bunu yaparsanız mutlu olacağınızdan eminim. Ben okudum ve mutlu oldum. O nedenle önce kendi adıma, sonra da okuyacaklar adına sevgili dostum Dr. BİLGİN SİLAN'A eline yüreğine sağlık derken ayni güzellikte daha nice eserler yazmayı diliyor, siz değerli dostlarıma da yürekten “selam olsun” diyorum. Saygılarımla…
DR. BİLGİN SİLAN
PROFESYONEL HAYALCİ – DENEME
UYAN YAYINLARI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder